Kocasinan 75.yıl anadolu lisesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kocasinan 75.yıl anadolu lisesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mayıs 2021 Pazartesi

CANLI DERSLER VE LİSE HAYATI

Ders



 Herkese yeniden merhabalar,

uzun bir aranın ardından sizlere kavuşabilmenin sevincini ve heyecanını yaşadığımı satırlarla nasıl izah edebileceğimi inanın bilmiyorum, fakat şunu söylemeliyim ki üniversite sınavı gibi hayatımın geri kalanını yaşarken neredeyse her anında mutlaka etkisi bulunacak kadar büyük bir ciddiyete sahip olan bir sınava olağanüstü bir dönemde dolayısıyla olağanüstü şekillerde hazırlanırken bir taraftan yakın zamanlarda mezun olduğum lise hayatım, diğer taraftan da halihazır önümde bulunan üniversite ve onu takip eden iş hayatım ile ilgili düşüncelerimi, tespitlerimi, kaygılarımı,öngörülerimi sizlere her zaman yazı aşkıyla kendimi yansıttığım bloğlumda buluşturmak istedim. 


Öncelikle söylemek istiyorum ki bu kadar ciddi bir sınava böyle bir dönemde denk gelmiş olmanın getirdiği çeşitli hem kolaylıklar hem de kaygılar bulunmakta. Diğer arkadaşlar son sınıfa geldiklerinde hem okul ile hem de dershane ile uğraşırken bizler bu tarz çeşitli sınav hazırlıkları yerine youtube,zoom vb. interaktif tabanlı sınav hazırlığı amacına hizmet edebilen  platformlara ulaşarak evden sınava hazırlanmaya çalışıyoruz. Tabii ki hatasız kul olamayacağından ve teknoloji ile pandemiden önce de verdiğimiz bir savaş olduğundan konu teknoloji olduğunda hepimiz biraz sınıfta kalıyoruz.EBA’da zaman zaman meydana gelen çökmeler, bazı öğretmenlerin ve öğrencilerin canlı ders imkanlarını karşılayacak yeterli, çeşitli güçlerinin bulunmayışı durumu ve sınava hazırlığı fazlasıyla zorlaştırıyor. Geçenlerde MEB üzerinden, EBA’nın dünyada en çok giriş yapılan eğitim platformu olduğuna dair bir açıklama gelmiş, bunu gören bir öğrenci gönderinin altına: “Tabii ki olur, bir canlı derse girebilmek için bin defa giriş yapıyoruz…” şeklinde bir yorum bırakmış.

Bakıldığında belki mizahi açıdan bir yaklaşım gibi görünse de her öğrencinin ek ders veya dershane gibi farklı seçeneklere yönelebilme gibi bir imkanı olmadığından evlere kapanıldığı bugünlerde EBA ve benzeri ücretsiz platformlar bu duruma sahip akran arkadaşlarıma sınava hazırlıklarında can suyu oluyor. Ve hal böyle olunca da EBA’da meydana gelen bir çökme, bir canlı dersin iptal oluşu veya hiç açılamayışı aslında bir arkadaşım için bu sene üniversite kapılarının da kapanışına doğru işaret edebiliyor.Öte yandan, nasıl “normalde” bir öğrencinin bir dersi öğrenebilmesi için sadece defter,kalem,kitap yetmiyorsa canlı derslerde de sadece teknolojik imkanlar dersin öğrenilebilmesi için yeterli değil. Çünkü eğitim beraberinde ne kadar maddiyat isteyen bir ihtiyaçsa verim de eğitimin bir o kadar olmazsa olmazıdır.Verimin kapısını açabilen en iyi çilingir de, bir öğrencinin eğitim hayatına en verimli şekli verebilen etmen de denetimdir. Şu anki vaziyet “uzaktan” eğitim olduğundan karşımızdaki hocanın öğrenciler ve onların eğitilmesi ile ilgili deneyimleri, bu deneyimlerle geçip giden onca yıl, bizim dersi anlamaya yönelik verdiğimiz çabalar saf dışı kalıyor. Ekranın karşısına geçip dersi anlamaya ne kadar yeminli olursanız olun yanınızda sizi gözlemleyen, not alıp almadığınızı kontrol eden ve dersi dinlediğinizi fark eden bir öğretmen olmadığından online eğitim esnasında herhangi bir denetim,özdenetim söz konusu olmuyor.


Hal böyle olunca da, bizler ekran karşısında aldığımız onca dersten sonra kenara çekilip “bugün ne öğrendim ve bunun sınava katkısı ne” gibi sorular bizlerin evde kaldığımız şu günlerde ekstra stres yapmasına neden oluyor, bu stres içimizde büyüdükçe tıpkı bir kanser hücresi gibi hızlıca bölünerek kötü huylu bir gelecek kaygısına evriliyor. Zaten bin bir zorlukla mücadele ederek üniversiteye giriş yapmaya çalışan bizler, bir de oturup geçen seneki sınav sonucu meydana gelen mezun yığılmasını,bu yığılmaya rağmen üniversiteye girdikten sonraki para yetiştirme, başını sokacak bir delik bulabilme ve sonucunda iş bulabilip kendimizi,ailemizi, evimizi geçim derdine kadar sonucu her türlü belirsizliğe çıkacak olan gereksiz kaygıların peşine düşüyoruz.


Sonuç olarak benim inancım: Şu an çeşitli zorluklarla yaşamamızın sebebi, geleceğimizi de bir o kadar kolay yaşayabileceğimiz sonucundan dolayıdır. Bizler nasıl bu karantina döneminde geçmişteki başarılarımızı örnek alarak pozitif bakabilmeye eğilebiliyorsak, gelecekte de bütün bu yaşadıklarımızdan ders çıkararak hep daha kolay şekilde bir adım önde olabileceğimizdendir.

 


16 Aralık 2019 Pazartesi

Kayseri Zihniyeti Ve Eğitim Sisteminin Liselere Etkisi

Lise
Herkese uzun bir süre sonra merhaba arkadaşlar,

 Yapmış olduğum şehir değişikliği ve bu yeni şehirde geçirdiğim alışma döneminden dolayı siz değerli,iyi günümde,kötü günümde hastalığımda,sağlığımda ve kısaca her zaman yanımda bulunan okurlarımı aksattığımdan dolayı hepinizden özür diler, bir daha şehir değişikliğimde(?) alışma dönemimin bu kadar uzun sürmemesini temenni ederim.

Yapmış olduğum van-Kayseri şehir değişikliğinden sonra bu şehre alışmak sandığım kadar kolay olmadı açıkçası:( 

Bugün de hem bu alışma sürecinde geçirdiğim zamanda kafamda oluşan Kayseri ve burada okuduğum okulumla alakalı görüşlerimi sizlere aktaracağım...

Belki bir grup insan farklı amaçlarla farklı amaçlarla insanlık dışı girişimlerde bulunmuş olsa bile Van bu geri kalmış zihniyetlerden çektiği türlü eziyetlerden sonraki ayağa kalkışıyla şehirsel olarak gelişmiş ama zihniyet olarak aynı gelişmeyi yakalamada güçlük çeken Kayseri'ye taş çıkartmış bir Doğu Anadolu Bölgesi Şehri...

Uğruna binlerce can verilmiş, binlerce anasız babasız kalmış çocuğa rağmen bıkmayıp, usanmayıp hem kafa yapısı, hem de sosyal olarak kendini geliştirmiş bu şehir Batı'dan ve Orta'dan gidip görenleri hayrete düşürebilmiş bir şehir doğrusu. Bu yüzden de hala daha akşam dışarıya çıkıp sosyal olarak bir arada vakit geçirmenin günah ve illegal sayıldığı Kayseri'ye DOĞUDAN  taşınmış bir insanın alışmada zorluk çekmesi de kaçınılmaz oluyor doğrusu...

Kendini dışarıya kapatmış, bağnazlığı benimsemiş bir zihniyetin beşeri olarak üste çıkabilmiş bir şehri zedelediğini görebiliyorsunuz bu şehre gelince. Adeta, Köşk Mahallesindeki lüks evlerin arasında kalmış olan sosyete pazarı gibi dımdızlak kalmış bu şehirdeki zihniyet. Fazla göze batmasına rağmen hiç kimse kılını kıpırdatmıyor bu geleneksel düzen için. Ağzın altına ve üstüne sıkıştırılmış kürdan gibi iki ucun arasından çıkan dedikodulara bağlamış bu geleneksel halk.

Fakat gel gör ki bunca bağnazlığa, dedikoduya ve sosyal kapalılığa rağmen kaliteli,seçkin üniversitelerinin yanı sıra birazcık da genlerinin vermiş olduğu yüksek zeka ve bilinç yetisi sayesinde vermiş olduğu yüksek Türkiye derecesi yapmayı gelenek haline getirmiş liseler de bulunmakta bu şehirde.

Benimde gelme sebeplerimden biri olan 75. Yıl Cumhuriyet Anadolu Lisesi, kendisini eğitim,öğretim,yönetim gibi eğitimi yapan bariz detaylarda kanıtlamış bir okul.Fakat gelin görün ki her güzelin bir kusuru var ne yazık ki

Bu okulun en büyük problemi geçerli olan eğitim sistemindeki ortaokuldan liseye geçmedeki sınavsız eğitim hakkı uygulamasına boyun eğmiş bulunmasıdır. Bu uygulamalar zamanında okula sınavla girmiş üst dönem öğrencilerinin kalabalık nüfus, yapısal yetersizlik,sosyal ahlaksızlık gibi sebeplerden ötürü önünü kapatıyor ne yazık ki. Bu noktada zihniyetten de büyük olarak "Adrese Dayalı Lise Hakkı" üst dönemlerin öğretmene ulaşmak açısından önüne engel olarak çıkıyor.

Okulun bulunduğu konum sosyal açıdan çok fazla tekin bir semt değil ne yazık ki. Bundan dolayı da biz öğrenciler olarak öğle aralarında sadece ihtiyaçlarımızı gidermek amacıyla dışarıya çıkıp tekrar okul sınırları içerisine giriyorken üstlüne üstlük bu tekin olmayan semtteki tekin olmayan insanlarla aynı eğitim yuvasında aynı sırada aynı sınıflarda eğitim alıyoruz. Üstelik eğitim aldığımız bu insanların okula gelme amacı bu, ismini şehrin her yerine altın harflerle kazımış olan eğitim yuvasına eğitim almaktan ziyade lise diploması alıp, sağda solda el kapısı diye dolanıp insanların (özellikle kız çocukları) kişisel ve akademik gelişimine engel olmaktan başka bir şey değildir mutlak.

Bu kalabalık ve tekin olmayan insan istilasına rağmen sevgili emekçi, zapt edici ve sabırlı öğretmenlerimiz her anlarını bu kalabalık ordu akınına adamış durumdalar. Kükreyeninden kalemliğini olmadık yerlere koyanına kadar boya kartelası gibi her çeşidi bulunan bu öğrenci ordusu, okulun ismini öne çıkarmış olan en güçlü etmenlerden biri olan bu eğitim kadrosunu bulduğu ve eğitimini öğretimini bu kadroyla tamamlayacak olmaktandır ki(çoğu sınıfta kalacak) "Adrese Dayalı Liseye Yerleşme" sisteminin tek şükredenleri olmalıdır bence.

Yaz tatillerini feda edip okulu düzenlemek,çekip çevirmek için kolları sıvamış olan bu emekçi insanlar, şimdi de çığırından çıkmış,gümbür gümbür gelen bu nesli insaniyete uygun birer insan topluluğuna benzetmekle uğraşmaktadırlar ne yazık ki. Bu emekçi öğretmenlerimizin manevi yatırımlarına karşılık, bu emekleri kendisine borç edinmiş ve kendi geleceğini parlatmaya yönelik canla başla çalışarak kendisini Türkiye'nin seçkin üniversitelerine yerleştirmeyi başarmış ve şu anda toplumumuzda ayrıcalıklı meslekler olarak belirlenmiş meslekleri icra eden abilerimiz, ablalarımız canları feda olmuş olacak olan bu öğretmenlerimize birer sabır, birer enerji kaynağı olmaktadırlar ve olmaya da devam edeceklerdir. Sabretme konusunda Erciyes'e tırmanmış emekçi öğretmenlerime daha fazla sabır diler,sizlere okuduğunuz için teşekkür ediyorum arkadaşlar. Bir sonraki eleştiri yazımızda tekrar görüşmek üzere, hoşça kalın :)

Twitter:barisdoganblog
İnstagram:basyaziciblog38









Öne Çıkanlar !!!!

CANLI DERSLER VE LİSE HAYATI

  Herkese yeniden merhabalar, uzun bir aranın ardından sizlere kavuşabilmenin sevincini ve heyecanını yaşadığımı satırlarla nasıl izah edebi...