Herkese Yeniden Merhaba Arkadaşlar,
Bu haftaki "ağaç ev sohbetleri" serisine ben talip olmuştum ve şimdi karşınızda ağaç ev sohbetleri 17
İşte Haftamızın Konusu:
LİSEDEKİ AŞK MEŞK OLAYLARI/LİSEDE SEVGİLİ YAPMAK HAKKINDA NE DÜŞÜNÜ-
YORSUN SENCE YAPILMALI MI?
Halihazırda liseye giden hem dönemin özelliklerini sizlere aktarabilecek hem de bu güzel ve hoş sohbet serisine farklı bir konuyla yaklaşabileceğimi düşünerek bu konuyla sohbet istedim açıkçası...
Lisedelerde gördüğüm kadarıyla çok sık karşılaşılan durumlardan birisi de herkesin bir biriyle duygusal bir geçmişinin bulunması.Ergenliğimize ortaokulda girip de liseye kadar duygularımızı da iyice yerine oturtunca liseye girdiğimizde alacağımız elektriği şaşırıyoruz yahu.Onun kızı bunun görümcesi,onun amcası bunun dayısı derken aile ağacı oluverip öyle mezun oluyoruz eğitim yuvalarımızdan.
Ama bunun yerine bekar bir şekilde derslerine doğru düzgünce odaklanıp düzgün üniversitelerde düzgün insanlarla düzgün ilişkiler kursan senin daha iyi olmaz mı? Burada laflarına,sözlerine,şiirlerine inandıpın o her kimse(cinsiyetçilik yok burada) ile her Allah'ın günü karşılaşıp duygularını zedelemek yerine sağlam duygularla sağlam seçimler yapmak seni gelecek ilişkilerde de daha başarılı bir birey yapacaktır.
Otobüs durağında karşılaşıp ilk görüşte aşk zannetiğin, bir birinizi sosyal medyada bulup orada iki tane klişe cümle yazıp sonra da otobüste omuz omuza giderek aşk yaşıyorum zannettiğin terk edince de İbrahim Tatlıses'e bağladığın o çocuk olmamalı senin için aşkın tanımı.Hangi dönemden geçiyor olursan ol, hiçbir zaman hiç kimsenin senin çektiğin/çekeceğin aşk acısını çekmeyeceğini, çekilse bile bunun hiçbir taragfa faydası olmayacağını bilmen gerekiyor.
Diğer dönemlere kıyasla çok farklı bir lise hayatı yaşıyoruz nesil olarak. Mesela, anne babalarımızın zamanında okulda değil saçın boyalı,gerekenden bir parmak uzun olsa o gün okula alınmıyormuşsun.
Ama şu anda çoğu liselinin saçında kendi saç rengi dışında bütün renkler saçında var neredeyse.Aynı şey formalar için de geçerli,
gerçi bizim okulumuzda da aynı sıkı denetim var ama genel olarak serbest takılan okul sayısı çoğunlukta şu anda, okul forması giyilmediği takdirde hocaların şiddete başvurduğunu anlatan yetişkinler var.
İşin kötü yanı, bu kadar renk cümbüşünün arasında duygularımız da izdivaççı dijital dünya ile beraber arada kaynamış aslında. Yani diyeceğim o ki: Dijitalleşen dünyada duygularımız da dijitalleşmiş aslında. Okulun sosyal medya sayfasından tanışıp okulda buluşanlar,her gün aynı duraktan aynı otobüse binmesine rağmen bir birini sosyal medyada bulup sonradan omuzlananlar da birer dijital duygusallardır bence. Bu duygular bir de ergenlikle harmanlanınca iş karman çorman oluyor anlayacağınız.
Bu yüzden de yaşadığımız bu farklı devrin bize verdiği eşi benzeri görülmemiş lise hayatlarımızda duygularımızı da optik kağıtlarımız gibi buruşturmadan doldurmak en güzel yaşanabilecek lise hayatlarından birisidir tabii ki de.Çünkü, güveni besleyen sevgidir ve belki optiklerimizdeki matematik kısmı olabilir ama kalplerimizdeki sevgi kısmı hiçbir zaman boş kalmamalıdır...